Telefon
WhatsApp
23 NİSAN GÜNÜ SEVİNİN… COŞUN… EĞLENİN ÇOCUKLAR!

Her yıl 23 Nisan Gününü Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutluyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 105. yılını kutlamanın sevinci ve kıvancını hep birlikte yaşıyoruz. Sevinin Çocuklar! Ne kadar övünseniz, sevinseniz, eğlenseniz yeridir. Ne mutlu size ki Atatürk gibi bir önderiniz var. Kurtarıcınız ve yol göstericiniz var. Dünyanın başka bir ülkesinde çocuklara bayram armağan eden bir lider yok. Önder yok. Bir tek var O da Atatürk. Atatürk’ümüz.

Çocuk Bayramını kutlamanın yanında Ulusal Egemenlik tarafını da araştırmaya ve öğrenmeye çalışınız. Egemenliğin kolay kazanılmadığını göreceksiniz. Sizin dedelerinizin babaları, dedeleri, canlarını verdiler, kanlarını döktüler. Atatürk’ün Önderliğinde geceli-gündüzlü yaklaşık 4 yıl süren ve tarihimize “Ulusal Kurtuluş Savaşı” olarak geçen savaşı yaptılar. Açlığa, susuzluğa, yokluğa aldırmadılar. Ulusal Kurtuluş Savaşı içinde Birinci İnönü, İkinci İnönü Savaşları, Dumlupınar Savaşları, Sakarya Meydan Savaşı ve son noktayı koyan ve Savaşı bitiren Başkomutanlık Meydan Savaşımız var. Bunların dışında 4 yıl içinde irili ufaklı onlarca çarpışma ve savaş var. Memleketimizin her karış toprağı kan dökülerek kazanıldı. Ne için? Hepsi sizin için. Gelecekte bugünkü gibi gülen yüzünüzle, neşeyle bayramlarınızı kutlamak için yapıldı. Egemenliği ve bağımsızlığımızı kazanmak için yapıldı. Eğer bugün bağımsız ve huzur içinde egemen bir ulus olarak bu topraklar üzerinde yaşıyorsak Atatürk’e Kurtuluş Savaşını yapan atalarımıza borçluyuz.

“Egemen” sözcüğünün anlamı; içten ve dıştan bireyin ve halkın bağımsız, kendi başına buyruk, özgür, hiç kimsenin karışamadan kendi iradesine göre yaşaması. “Egemenlik” ise kendi başına buyrukluk içinde bulunma, bağımsız olma. İçten ve dıştan hiçbir gücün etki yapamaması, karışamaması. “Ulusal Egemenlik” de bağımsızlığın özgürlüğün, yönetimin, idarenin milletin elinde olmasıdır. Başka bir deyişle içten ve dıştan hiçbir gücün milletin iradesine yönetimine baskısı olmadan özgürce, özgür iradesine göre her türlü uygulamaları, çalışmaları halkın ulusun kendisinin yapmasıdır. Onun için, TBMM’nin duvarlarında “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir." diye yazar. Bunu kim yazdırdı, bize kim kazandırdı? Tabiî ki TBMM’yi açan da ulusu kurtarıp bağımsızlığı kazandıran da Atatürk.

Onun için derim ki size (zaten biliyorsunuz) ama yine de “Kurtuluş Savaşı”mızı, iyi öğrenin, savaşların geçtiği yerleri gezin, tanıyın, öğrenin. Arkadaşlarınıza ve çevrenize anlatın, tanıtın. Atalarımız bağımsızlığımızı, egemenliğimizi kazanmak için ne kadar fedakarlığa, zorluğa katlanmışlar ne büyük işler başarmışlar, göreceksiniz. Atatürk’ün “Türk Çocuğu! Ecdadını tanıdıkça kendinde daha büyük işler yapmak için kuvvet bulacaktır.” sözünün ne kadar doğru ve yerinde olduğunu anlayacaksınız. Kendi kendinize Ne Mutlu Türk’üm diyeceksiniz.

Atatürk’ün ve atalarımızın bize emanet ettiği bu ülkeyi, bağımsızlığı, egemenliği, kendiniz gibi koruyacak ve kollayacaksınız. Hatta Atatürk’ün gösterdiği yolda var gücünüzle Cumhuriyeti geliştirmek için çalışmaya koyulacaksınız. Atatürk, sizler için “Bugünün küçüğü yarının büyüğüdür.” diyordu. Ulusal Egemenliği kazanmaya karar verildiği TBMM’nin açıldığı 23 Nisan Gününü size bayram olarak armağan ediyor, diğer yandan da sizlerden daha çocukken Ulusal Egemenliği öğrenmenizi istiyor. Ulusal Egemenliği koruyacak ve geliştirecek şekilde kendinizi yarına ve yurda hazırlanmanızı da sizden bekliyor. Ne diyordu Yüce Atatürk’ümüz: “Gençler! Cumhuriyeti biz kurduk, O’nu yüceltecek ve yaşatacak sizlersiniz.” Sizlere de yani daha küçük çocuklara da “Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz.” Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.” Evet böyle diyordu Atatürk sizler için.

Haydi, bu bayram gününde kendinize ve büyüklerinize söz verin. Bizlere egemenliği kazandıran bu bayramı armağan eden Atatürk’e söz verin. Bugünden itibaren kendinizi daha iyi yetiştirme ve yurduna hizmet etmek için var gücünüzle çalışacağınıza, Atatürk’ün yolunda, bilimin ışığında, Türk Çocuğu olarak, kendinizi yetiştireceğinize söz verin de bizi utandırın. Ama, size iyi bir eğitim olanakları sunamadığımız için, sizlere çocukluğunuzu yaşatamadığımız için, sizleri birer yarış atı gibi o sınavdan bir başka sınava koşturduğumuz için, Atatürk’e layık olamadığımızı yüzümüze vurmayın, utandırmayın bizi. Zaten biz duyarlı eğitimciler Atatürk’e karşı yeteri kadar utanç içindeyiz. Sizin yapamadığınızı biz yapacağız, deyin. Kendinizi bugünden yetiştirmeye başlayınız ki yarına hazır olasınız.

Atatürk’ümüzün dediği “Tam bağımsızlık demek; elbette siyasi, askeri, mali, iktisat, adalet, kültür gibi her alanda tam bağımsızlık ve tam özgürlük demektir.” sözündeki isteği yerine getireceğiz deyin ama, bizi kınamayın ve utandırmayın Biz duyarlı olan Atatürkçü büyükler olarak zaten utanç içindeyiz.

Ben kendi adıma bir eğitimci olarak sizden özür dilerim. Sizlere çocukluğunuzu yaşatacak bir eğitim ortamı sunamadık. Sizler sınavdan sınava koştunuz. Okuldan çıkıp dershaneye koşuyorsunuz. Çocukluklarınızı doya doya yaşayamıyorsunuz.. Oyunlar oynayamıyorsunuz. Kendinizi spor, resim, müzik, tiyatro, güzel sanatlar ve yeteneklerinizin olduğu diğer alanlarda yetiştirecek eğitim ortamları oluşturamadık ve hazırlayamadık. Olsun yine de umutsuz olmayın. Bakın Atatürk çok daha kötü durumlarda umutsuz olmadı. Yurdu kurtardı. Egemenliği halka ve Türk Ulusuna verdi, kazandırdı.

Bugün Atatürk’ün kazandırdığı bağımsızlık ve egemenlik içinde özgürsünüz, kendi iradenizle kendinizi yetiştiriyorsunuz. Bilimin ışığında araştırmalar yapıyorsunuz, öğreniyorsunuz. Özgürce yaşıyor, eğitim alıyorsunuz. Bunun kıymetini bilin. Ha eksik mi eksik. Yine de geldiğiniz yer az değildir. Dünyanın birçok ülkesinden daha ileridesiniz. Niçin yetersiz diyorum. Çünkü Atatürk bizim çağdaş uygarlığın da daha ilerisinde olmamızı istiyordu. Çağdaş uygarlığın üstünde olmadığımız için yetersiz diyorum. Bugün her bilimsel gelişmelerde, ilerlemelerde dünyada bilim, sanat, eğitim, tıp alanında Türkler en önde olmalıydı.

Bugün Atatürk’ün kazandırdığı bağımsızlık ve egemenlik içinde özgürsünüz, kendi iradenizle kendinizi yönetiyorsunuz. Özgürce yaşıyor, özgürce eğitim alıyorsunuz. Bunun kıymetini bilin. Eksikse siz tamamlayın biz bu kadar yapabildik. Olsun yine de geldiğiniz yer az değildir.

Atatürk’ün dediğini unutmayın “Yüksel Türk senin için yüksekliğin hududu yoktur.” Haydi o zaman kendi kendinize destanlaşan Milli Eğitim Bakanlarımızdan Hasan Ali YÜCEL’in sözüyle Atamıza söz verelim: “Aziz Atam! Bu topraklar üzerinde her şey ve hepimiz sende birleşiyoruz. Senin yolunda, bilimin ışığında durmadan, yorulmadan yürüyeceğiz. Sen Ebedi yurdunda rahat ol!” diyelim.

Ne Mutlu Türk’üm diyene!

Ne Mutlu Türk Çocuklarına

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı kutluyorum. Hepinize kolaylıklar, güzellikler ve başarılar diliyorum.

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!